10 MADDEDE TUZ MESELESİ

1.BU RESİM KAYA TUZU PAKETİNDEN ÇEKİLMİŞTİR. TUZ MESELESİNDE BU RESİM ÇOK ÖNEMLİDİR yani kaya tuzu satanlar bile tuzun azaltılmasını önermektedir.

2.Sayın Karatay da daha önceki kitaplarında tuz azaltılmalıdır demektedir.

3.Tansiyonla ilişkili tuz sodyum klorürdür. Bildiğimiz sofra tuzunda sodyum klorür oranı yaklaşık %99.9’dur. Himalaya kaya tuzunda sodyum klorür oranı yaklaşık %97, Çankırı kaya tuzunda sodyum klorür oranı %99’dur. Aslında bu tuzlar arasında pratik olarak sodyum klorür içerikleri açısından bir fark yoktur. Kaya veya Himalaya kaya tuzuna karşı çıkanların çıkma gerekçeleri de kaya tuzunda bulunan ‘sodyum klorür’dür. Zaten sofra tuzu dışındaki tuzlarda sodium klorür oranı %97-99 civarındadır. Kalan kısımlarda mineral vardır, olabilir. Şekerin zararlı olduğunu biliyoruz, mineralli şeker yapılsa içinde mineral var diye faydalı mı olur, şeker yine şeker tuz yine tuzdur.

4.Ülkemiz dünyada en çok tuz tüketen ülkelerden birisidir, nerdeyse izin verilen tuz miktarının 3 katı tuz almaktayız. Ülkemizde tuz tansiyon ilişkisini inceleyen ilk çalışmada tuz tüketimi arttıkça tansiyonun yükseldiği net bir şekilde gösterilmiştir (Blood Press 2010; 19: 313-8). İlgi çekmek için bundan sonra yapılacak açıklama herhalde TANSİYONUN ZARARI YOKTUR olacaktır.

5.Sayın Karatay’ın tuz zararsız diye iddia ettiği çalışmaların nerdeyse tamamı normal sofra tuzu ile yapılan araştırmalardır.

6.Kaya tuzunun içinde bulunan 84 mineral arasında atom bombası yapımında kullanılan uranyum bile varmış

7.Kaya tuzu ödem yapmaz ifadesi tümü ile yanlıştır. Bilinen fizyolojik gerçeklere aykırıdır. Nefesi daralan kalp hastası, karnı şiş sirozlu hasta veya idrarda protein kaçıran böbrek hastası sodyum klorür alırsa (ister rafine ister kaya tuzundan) hastaneye yatmak zorunda kalabilir, böyle yüzlerce hastam olmuştur. Karbonhidratların da ödeme katkısı vardır. Ödemin tuz ve karbonhidratlar dışında da birçok nedeni vardır. Zaten insan vücudu tek bir mekanizma ile açıklanamayacak kadar mükemmel bir makinedir. Yani olaylara tek yönlü bakmak yanılgıları da beraberinde getirir.

8.Tuz yaklaşık 5000 yıl önce Çinliler tarafından keşfedilmiştir, bu keşiften önce atalarımız bugün aldığımız tuzun nerdeyse 100’de biri kadar tuz alırlardı yani günlük tuz ihtiyacımız günümüzde aldığımızdan tuzdan çok daha azdır. Doğal gıdalarla beslenin diyenlerin (ben de mümkün olduğu kadar işlenmemiş, doğal gıda tüketilmesi gerektiğini düşünüyorum), taş devrindeki gibi beslenme önerenlerin tuz konusunda sessiz kalmalarını hatta kaya tuzunu önermelerini anlayamıyorum. Günümüzde taş devri koşullarına benzer koşullarda yaşayan 2 kabilede (Tsimane ve Yanomamo yerlileri) alınan tuz miktarı çok çok azdır, hatta pratik olarak sıfırdır.

9.Genel olarak tuz sodyum ve klorürden oluşur. Sodyum klorür içeriği tüm tuzlarda (kaya, deniz, sofra tuzu) yaklaşık olarak aynıdır. Toplumda tuz tüketiminin azaltılması en fazla maliyet etkin sonuçlara sahip halk sağlığı uygulamasıdır.

Tuz tüketiminin günde 6 grama düşürülmesi her yıl yaklaşık 2.5 milyon önlenebilir ölüm anlamına gelmekte, gıda endüstrisinin gönüllü olarak yaptığı işlenmiş gıdalardaki tuzun azaltılması sağlık harcamalarında milyonlarca doların korunması anlamına gelmektedir

Kaynak: Türkiye aşırı tuz tüketiminin azaltılması programı (2017-2021) (Sağlık Bakanlığı)

10.Tuz ve vergisinin Dünya tarihinde önemli etkileri olmuştur. Birkaç örnek vermek istiyorum:

a.Tuzun keşfi gıdanın korunmasının yolunu açarak göçebe düzenden yerleşik düzene geçilmesinde rol oynamıştır.

b.Gandhi’nin meşhur yürüyüşü tuz vergisine karşıdı

c.Tuz birçok yerleşim yerine ismini vermiştir. Ülkemizdeki Tuzla ilçesi ve köylerine ilaveten Salzburg (Avusturya), Salt Lake City (ABD), Slanik (Romanya), Slatini (Romanya), Tuzla (Bosna Hersek), Saltwater city (Kanada). Bu örnekleri arttırmak mümkündür.

d.Salary (ücret) kelimesinin kökeni Roma imparatorluğunda askerlere bir dönem maaşlarının tuz olarak verilmesi ile ilişkilidir. Tuzun çok kıymetli olduğu dönemlerde Tuzsuz aptal anlamında kullanılırmış. Bir dönem çirkin kadınlara bile tuzsuz denmiş.

Şekerle tuz arasında tercih yapmak zorunda olmadığımız gibi normal tuz ve kaya tuzu arasında tercih yapmak zorunda değiliz. Şeker de normal tuz da kaya tuzu da sağlığa zararlıdır. Tuz konusunda yapılan tartışmaları görünce İYİ Kİ YAZMIŞIM, İYİ Kİ YAŞ ALIYORUM diyorum.

Sevdiklerinizle birlikte AKEA (Yüz yaşa).

Prof. Dr. Tekin AKPOLAT