Önce bazı temel bilgiler. Bir çözeltinin/solüsyonun pH değeri 7’den büyük ise o solüsyon alkali, 7’den küçük ise asit olarak kabul edilir. Su (H20) artı yüklü hidrojen (H) ve eksi yüklü hidroksit (OH) birleşimi ile oluşur. Saf suda hidrojen ve hidroksit konsantrasyonları eşittir ve saf su nötral pH değerine sahiptir (pH=7). Nötral pH’da hidrojen ve hidroksit konsantrasyonları 0.0000001 (10-7) mol/litre’dir. Bir solüsyonun pH değeri 9 ise hidrojen konsantrasyonu 0.000000001 (10-9) mol/litre’dir. 0.0000001 veya 0.000000001 gibi değerlerle uğraşmak pratik olmadığı için pH kavramı ortaya atılmıştır. Sıkıldınız biliyorum ama matematik hayatımızın bir parçasıdır ve rakamlara hakim olamazsak alkali su meselesinde olduğu gibi kolaylıkla kandırılabiliriz.
Pratik bilgi 1:pH değeri 6 olan bir solüsyondaki hidrojen konsantrasyonu pH değeri 7 olan bir solüsyona göre 10 kat daha fazladır yani pH değeri bir azaldıkça hidrojen konsantrasyonu 10 artar.
Pratik bilgi 2:pH değeri 8 olan bir solüsyondaki hidroksit konsantrasyonu pH değeri 7 olan bir solüsyona göre 10 kat daha fazladır yani pH değeri bir arttıkça hidroksit konsantrasyonu 10 artar.
Bu temel bilgileri aklımızda tutarak bir örnek vermek istiyorum. Limon suyunun pH değeri yaklaşık 2, sirkenin ise yaklaşık 3’tür. pH değeri 2 olan bir solüsyondaki hidrojen konsantrasyonu pH değeri 8 olan bir solüsyona göre 1.000.000 (yanlış okumadınız 1 milyon) kat daha fazladır. Bunun pratik anlamı bir limondan çıkan sudan gelen hidrojen miktarı pH değeri 8 olan bir alkali sudan gelecek hidroksit miktarından kat kat fazla olmasıdır. Ne limon suyunun ne de alkali suyun kanımızın pH’sını etkilemesi o kadar kolay değildir. Vücut için pH hayati derecede önemlidir, bu nedenle denge çok titizlikle korunur.
Kahvenin pH değeri de yaklaşık olarak 5’tir. Yani bir fincan kahvedeki hidrojen miktarı 1 litre alkali sudaki hidroksit miktarından çok daha fazladır.
İçilen alkali suyu bekleyen mide suyundan bahsetmedim bile. Mide suyunun pH değeri 1-3 arasıdır yani birkaç ml mide suyu 1 litre alkali suyu kolaylıkla nötralize eder, sonuç olarak içilen/emilen suyun hiçbir alkali özelliği kalmaz.
1 litre pH değeri 8 olan alkali sudaki hidroksit konsantrasyonunu hatırlayalım: 0.000001 (10-6) mol/litre’dir. Kıyaslamalarda daha kolay anlaşılması için birimini değiştirelim: 0.000001 (10-6) mol/litre=0.001 (10-3) milimol/litre.
Vücudumuzda oluşan günlük asit yük 2 şekilde atılır:
1.Akciğerler günde 15.000 milimol asit atarlar
2.Böbrekler günde 60 milimol asit atarlar.
Yani 1 litre alkali su mide engelini aşsa ve değişmeden emilse bile katkısı akciğerlerin 15 milyonda biri, böbreklerin 60.000’de biri kadardır.
İki konudan daha bahsedip bitirmek istiyorum.
1.Bir maddenin yararlı olduğunu iddia etmek için araştırmalar yapılmalıdır. Araştırmalar kısa süreli, uzun süreli olabilir, çok değişik parametrelere bakılabilir. İyi araştırmalar zor ve maliyeti yüksek araştırmalardır. Ne alkali su ile ilgili ne de alkali diyet ile ilgili yeteri kadar çalışma vardır.
2.Dünya Sağlık Örgütü içme suyunun pH’sı ile ilgili bir değer önermemektedir. Hatta raporunda suyun pH değeri 8’i geçerse suyun klor ile dezenfeksiyonundan problem olabileceğinden bahsedilmektedir. İlgili rapora ulaşmak için tıklayın.
İlk düzenbaz, ilk budalaya rastladığı andan itibaren şarlatanlık doğmuştur.
Prof. Dr. Tekin AKPOLAT
NOT: Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, doktorunuza danışmadan tedavide değişiklik yapılması sakıncalı olabilir.
Her türlü yayın hakkı saklıdır©
Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir
Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com