GEÇİŞ DÖNEMİ 1: GENÇLİK UZATILABİLİR
Her yaşın özellikleri vardır, her yaş önemlidir ama benim gözlemlerime göre sağlık açısından 30lu yaşlar çok farklıdır. Alışkanlıklarımız çocuklukta başlar, mesleki eğitimimizi çoğu kez daha erken yaşlarda tamamlamış oluruz ama geçiş dönemi olarak 30lu yaşları seçmemin nedeni bedenimiz üzerindeki kontrolü kaybetmeye başlamamızdır, üstelik gençliğin dayanma gücü ile kontrolü kaybettiğimizin farkına da varamayabiliriz. Artık genç kalmak için çaba sarf etmek zorundayız. Çoğumuz insülin direnci, kilo, tansiyon, kolesterol, karaciğer yağlanması, stres, halsizlik, çabuk yorulma, yokuş çıkamama, enerji eksikliği, uyku kalitesinde bozulma, depresyon, hazımsızlık, ödem (vücutta şişme), kas ağrısı gibi sorunlarla bu dönemde tanışırız yani motor teklemiş, kapı gıcırdamıştır. Anne babanın kontrolü azalmış, iş hayatı başlamış, sosyal çevre değişmiş ve cebimize para girmiştir. Çocukluktan beri gözümüzde büyüttüğümüz birçok sorun çözülmüş, özgürlüğün tadını çıkarmaya başlamışızdır. Öte yandan gerek iş hayatı, gerek aile düzeni, gerekse de ekonomik koşullar nedeni ile daha önce alışmadığımız farklı bir stresle de tanışırız. Birçoğumuz belki de hayatında ilk defa enerji eksikliği nedeni ile kendi isteği veya yakınlarının önerisi/baskısı ile doktora gelir. Dertleşmek ihtiyacı hissedebilir. Dertleşmeye geldim diyen bir hastama ‘Siz de benim dertlerimi dinleyecek misiniz’ diye sordum, gülüştük. Bu noktada gençliğe veda etmek zorunda kalabiliriz ama kendi bedenimizin farkına vararak sorunların üstesinden gelmek yani motoru tamir etmek, kapıyı yağlamak, yılanın başını küçükken ezmek mümkündür. Tansiyon kitabımın adının da ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ olmasının nedeni budur, bu erken uyarıları basit önlemlerle fazla para harcamadan düzeltmek mümkündür.
Hepimizin yaşamı birbirinden farklıdır. Geçiş döneminde işleri bozan bir veya birden fazla neden olabilir. Hareketin azalması, fazla yemek, tuz, sigara, aşırı alkol, az uyku iyi bilinen nedenler. Alışkanlıklar dışında kansızlık, tiroidin pis çalışması (Azeri dilinde az çalışması), vitamin eksiklikleri, yetersiz beslenme, susuz kalma, horlama gibi durumlar da enerji eksikliğine neden olabilir. Vücudumuzun farkına varmazsak önemsenmeyen hatta büyük bir zevkle yapılan çok basit olaylar bile uzun dönemde sorun, hastalık kaynağı olabilir. Hastalarımdan örnekler vermek istiyorum:
Karım hamile kaldı, aş erdi, canı çok değişik şeyler istiyordu, sürekli yiyordu, ben de o yalnız kalmasın istedim.
Ev arkadaşım çok güzel yemek yapardı, üstelik yemek yemeği de ikram etmeyi de çok severdi. Evden misafir eksik olmazdı.
Evlendim.
Evin yakınında çok güzel bir pastane vardı, sahibi ile arkadaş olduk, artık indirim de yapıyordu.
Her hafta sonu arkadaşlarla kafa çekiyordum.
Profesyonel sporcu idim, sporu bıraktım (Bu hastalarımda hep keşke hiç yapmasalardı diye düşündüğüm olmuştur).
6 yıl haftada 5 gün kardiyo çalıştım, işim nedeni ile artık gidemiyorum.
Her yurt dışı tatilimden 3-4 kilo alarak döndüm.
İşim gereği çok sık seyahat ediyorum.
Sofrada elime tuzluk almam
Son 1.5 yıldır spor yapamıyorum, kayakta düştüm.
Günde 10 saat bilgisayar başındayım, acıkınca yiyorum.
Pizzacıları zengin ettim.
5 yıldır yılda 1-2 kilo alıyorum.
Kış kilolarımı veremiyorum.
Annemi kaybettim.
Arkadaşım mobbing yapıyor.
Not: Bu örnekleri arttırmak mümkün. Peki ne yapmak gerekir. İşte sağlıklı yaşam konusundaki yeni kitabım bunun için. Kendinizin farkına varmanıza yardımcı olmaya çalışıyorum. Ufak değişikliklerde gençliğinizi uzatabilirsiniz. Kitabın yayınlanmasına yaklaşık 9-12 ay var. Beklemek istemiyorsanız ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ isimli son kitabımı (Doğan Kitap, 2016) okumanızı öneririm. Adı sizi yanıltmasın, ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ tansiyon hastaları için eğlenceli bir rehberdir ama sağlıklı yaşam konusunda yazacaklarımın ilk ipuçları (kitabın yarısından fazlası sağlıklı yaşamla ilgilidir) da oradadır çünkü tansiyon tedavisi ile sağlıklı yaşam et ile tırnak gibidir, birbirinden ayrılamazlar.
Böyle gelmiş, böyle gitmez, böyle gitmemeli.
Prof. Dr. Tekin AKPOLAT