Hipernatremi nedenleri

Hipernatremi nedenleri

 

Hipernatremiler pratik olarak üçe ayrılır, bu şekilde ilerleyelim çünkü hem nedeni araştırırken hem de tedaviyi planlarken önce hastanın sıvı dengesi değerlendirilmelidir.

1.Hipovolemik hipernatremi

2.Hipervolemik hipernatremi

3.Övolemik hipernatremi

 

Hipovolemik hipernatremi nedenleri

 

Hipovolemi olması için sıvı kaybı olmalı veya kayıptan daha az sıvı alınmalıdır. Sıvı kaybı böbrek veya böbrek dışı olabilir. Hipovolemik hiponatremi nedenlerini 3 başlık altında inceleyelim.

1.Kayıptan az sıvı alımı:Sıvı dengesini tekrar hatırlarsak. Ağızdan aldığımız sıvının bir kısmını idrar bir kısmını ise insensıbl (hissedilmeyen)kayıp olarak vücuttan uzaklaştırırız. İnsensıbl (hissedilmeyen) kayıp deyince akla gastrointestinal sistem, ter, akciğerler aracılığı ile kaybedilen sıvı gelir. Bu sıvıların hepsi hipotoniktir yani sodyum/sıvı oranı plazmadan düşüktür. Ancak hipotonik sıvı kayıplarında hipernatremi gelişebilmesi için susama mekanizmasının bozulması, su içememe, su yokluğu veya hastanın suya ulaşamaması gibi durumlardan biri veya birkaçı bulunmalıdır.

2.Böbrek dışı sıvı kaybı:Normal koşullarda hissedilmeyen kayıp günde yaklaşık 0.5-1 litredir ancak ishal, aşırı terleme gibi durumlarda bu miktar artar. Hipotonik her türlü sıvı kaybında hipernatremi görülebilir. Böbrekler sağlam ise veya hasta su içebiliyorsa hipernatremi gelişmesi beklenmez. Benzer şekilde hipernatremi gelişebilmesi için susama mekanizmasının bozulması, su içememe, su yokluğu veya hastanın suya ulaşamaması gibi durumlardan biri veya birkaçı bulunmalıdır.

3.Böbrekten sıvı kaybı:İdrarın hipotonik yani konsantre edilmemiş olması gerekir. Önce diüretiklere bağlı hiponatremiyi hatırlayalım. Pratikte hiponatremiye en sık yol açan diüretik tipi tiyazid grubu ilaçlardır çünkü idrarın seyreltildiği distal kıvrımlı tübülü etkilerler. İdrarın seyreltilmesini bozan tiyazid grubu diüretikler hiponatremiye yol açıyor ise idrarın konsantre edilmesini bozan diüretiklerin hipernatremiye yol açması beklenir. İdrarın konsantre edilmesinde Henle kulbunun etkisi büyüktür bu nedenle Henle kulbunu etkileyen Furosemid vb idrar söktürücüler hipernatremiye yol açabilir.

 

Pratik bilgi:İdrar söktürücüler pratik olarak 4 başlık altında incelenebilir.

1.Proksimal tübül: Glomerüler filtrata geçen hem su hem de sodyumun yaklaşık %45’i geri emilir. Mannitol bu bölgeyi etkiler.

2.Henle kulbunun çıkan kolu: Furosemid bu bölgeyi etkiler. Sadece sodyum geri emilir.

Henle kulbu idrarın konsantre hale getirilmesinde en önemli bölgedir.

3.Distal kıvrımlı tübül: Tiyazid grubu diüretikler bu bölgeyi etkiler. İdrarın seyreltilmesinde en önemli bölgedir.

4.Toplayıcı kanallar: Antidiüretik hormonun etkilediği bölgedir.

 

Mannitol proksimal tübülde sodyum geri emilimini azaltır bunun sonucu Henle kulbuna daha fazla sodyum yani daha fazla solüt ulaşır. Henle kulbunda daha fazla solüt bulunması idrarın konsantre edilmesine engel olur ve hipernatremi oluşumunu kolaylaştırır.

Pratik bilgi:Kan şekerinin yükselmesi, ürenin artması, radyolojik kontrast madde kullanımı gibi durumlarda Henle kulbunda daha fazla solüt bulunur ve idrarın konsantre edilmesi bozulur.

Pratik bilgi:Kan şekerinin yükselmesi, ürenin artması, radyolojik kontrast madde kullanımı gibi durumlar ozmotik diürez olarak bilinir.

 

Sonuç olarak Furosemid gibi Henle kulbunu etkileyen diüretik, kan şekerinin yükselmesi, ürenin artması ve radyolojik kontrast madde kullanımı gibi durumlarda böbrek kaynaklı hipotonik sıvı kaybı olur ve hipernatremi gelişebilir.

 

2.Hipervolemik hipernatremi:Temel sorun sodyum fazlalığıdır. Böbreğin sodyum atma kapasitesi yüksektir ama hipervolemik hipernatremide kısa sürede aşırı sodyum alınması söz konusudur. Nadir görülür. Hipervolemik hipernatremi kardiyopulmoner resüsitasyonda fazla miktarda sodyum bikarbonat verilmesi, terapötik abortusta hipertonik solüsyon kullanımı, deniz suyunda boğulmalarda, çok tuzlu et suyu tüketiminde, primer hiperaldosteronizm ve Cushing hastalığında izlenebilir. Ayrıca sıvı geçişinin sodyum geçişinden hızlı olduğu diyaliz tedavisi esnasında da izlenebilir. Hipernatremi kan basıncının yükselmesine neden olabilir. Hipervolemi olmasına rağmen ödem olmayabilir.

 

3.Övolemik hipernatremi:Sıvı dengesinde belirgin bir değişiklik yoktur yani hasta normovolemiktir. Övovolemik hipernatremi ADH ile ilgilidir: ya ADH salınımı yetersizdir/yoktur veya ADHa direnç vardır veya ADH salgılanma ayarları bozulmuştur.

1.ADH eksikliği/direnci:Diyabetes insipitus olarak isimlendirilir. Poliüri olduğu için şekersiz şeker hastalığı olarak da bilinir.

 

Pratik bilgi:Yüksek şekerde poliürinin nedeni ozmotik diürezdir.

Pratik bilgi:Poliüri günlük idrar miktarının 3 litreden fazla olmasıdır.

 

Poliüri olmasına rağmen hipovolemi izlenmez çünkü idrara çıkmak susatır ve hasta su içer. Ayrıca saf su kaybında sodyum etkilenmeyebilir. Hipovolemi sadece su içemeyen hastalarda görülür. Diyabetes insipitus sıvı elektrolit dengesizliği olan hastaların vücudun verdiği yanıtla birlikte değerlendirilmesi gerekir ilkesinin güzel bir örneğidir.

 

Diyabetes insipitus ikiye ayrılır:

1.Santral diyabetes insipitus: Sorun hipotalamustan ADH salgılanmasındadır.

2.Nefrojenik diyabetes insipitus: Hipotalamustan ADH salgılanmasında problem yoktur ama böbrekte toplayıcı kanalların ADHa yanıtı azalmıştır. Doğuştan veya kazanılmış olabilir.

 

Pratik bilgi:Hipopotasemi, hiperkalsemi, Sarkoidoz, orak hücreli anemi ve bazı ilaçlar nefrojenik diyabetes insipitus yapabilir.

Pratik bilgi:Sıvı elektrolit dengesi bozukluklarını doğru yorumlayabilmek için teorik bilginin de iyi olması gerekir.

 

2.ADH ayarlarının bozulması:ADH salınımı hipotalamusta yer alan ozmoreseptörler tarafından düzenlenir. Bu çok hassas bir dengedir. Bu dengenin hassasiyeti bozulursa ADH salınımında problem olabilir. Bu duruma merkezi sinir sitemi hastalıkları neden olabilir.

 

Ozmoreseptörler hem soğutucu hem de ısıtıcı özelliği olan otomatik klimaya benzetilebilir. Otomatik klimalar ısı belli bir derecenin altına inince nasıl soğuk hava üflerse ozmoreseptörler de kan ozmolaritesini sabit tutmak için ADH salgılanmasını azaltır veya çoğaltır. Bu dengede problem olması durumunda beklenen ADH yanıtı gecikir yani ADH salınımı bozulur ve hipernatremi gelişebilir.

Bir sonraki konuya geçmek için tıklayın.

Temel Sıvı Elektrolit kitabının diğer konularına geçmek için tıklayın.

Öğrenciler ve konuya ilgi duyan yardımcı sağlık personeli için önerdiğim diğer kaynaklara ulaşmak için tıklayın.

Doktorlar için önerdiğim diğer kaynaklara ulaşmak için tıklayın.

Öğrencilere özel not: Hasta hekim ilişkisinde empati çok önemlidir. Empati hastanın ne yaşadığını hissederek başlar. Böbrek hastalıklarını hasta gözüyle öğrenmek için sizlere Hasta Böbrekler kitabımı öneririm. Kitaba ulaşmak için tıklayın.

Diğer kitaplarıma geçmek için tıklayın.

Web sayfamdaki diğer bölümlere ulaşmak için tıklayın.

NOT:

Bu sayfa öğrenciler, doktorlar ve konuya ilgi duyan sağlık personeli içindir.

Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, her hastanın tedavisi farklıdır, HASTALIK YOKTUR HASTA VARDIR

Her türlü yayın hakkı saklıdır©

Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir

Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com