Hipovolemi

Hipovolemi

Susuz/sıvısız kalmadır. Sıvı dengesi havuz problemlerine benzetilebilir. Musluklar ve giderler arasında bir denge vardır. Musluklar ve giderleri kontrol altına alırsak dengeyi korumuş oluruz. Hastanın öyküsü bu nedenle çok önemlidir. Bir insanın susuz kalması için mutlaka bir neden olmalıdır. Böbrekler sağlam olduğu sürece biz farkına bile varmadan denge kurulur. Hipovolemi neden olur, nasıl gelişir. Ya musluktan az sıvı alacağız ya giderlerden fazla sıvı kaybedeceğiz.

 

Önce musluğa yani ağzımızla aldığımız sıvıya bakalım. Pratik olarak günde 1-1.5 litre sıvı alan bir insanda hipovolemi olmaz çünkü 500 ml idrar ve 500-1000 ml hissedilemeyen kayıp karşılanmış olur. Sıvısını normal alabilen veya kusmayan birisinde musluk (ağızdan sıvı alamamak) nedeni ile hipovolemi gelişmesi çok zordur. Hipovoleminin asıl nedeni giderlerdir yani sıvı kaybıdır. Sıvı kaybı neden olur, 4 başlık altında inceleyelim:

1.Gastrointestinal sistem

2.Deri

3.Böbrekler

4.Kanama

 

Akciğerlerimiz aracılığı ile de sıvı kaybedebiliriz ama kaybedilen sıvı miktarı böbrekler sağlam olduğu sürece hipovolemiye neden olmaz. Kanamaya bağlı hipovolemiyi sıvı elektrolit metabolizması olarak incelemek pek doğru değildir, kanama kanamadır ve kanamaya bağlı hipovoleminin tedavisi kanamanın tedavisidir. Şimdi gastrointestinal sistem, deri ve böbrekler nedeni ile olan sıvı kaybını ayrıntılı bir şekilde inceleyelim.

 

1.Gastrointestinal sistem:Hipovoleminin en önemli nedeni gastrointestinal kayıplardır. Kusma, ishal, mideye sonda konması ve fistüller gastrointestinal sıvıların/salgıların kaybına neden olurlar.

 

Pratik bilgi:Vücuttan saf su kaybı olmaz, kaybedilen sıvının sodyum konsantrasyonu az ise vücutta göreceli olarak sodyum artacağı için hipernatremiye, sodyum konsantrasyonu fazla ise vücutta göreceli olarak sodyum azalacağı için hiponatremiye eğilim olur.

 

Pratik bilgi:Gastrointestinal sıvı kayıpları aynı zamanda potasyum, hidrojen iyonu veya bikarbonattan zengin oldukları için sıvı kaybına sıklıkla potasyum ve asit-baz dengesi bozuklukları da eşlik eder.

 

Biz şimdilik sadece sıvıya odaklanalım. Bağırsak tıkanmalarında bağırsak lümenine, pankreatitlerde retroperitoneal bölgeye, peritonitlerde periton boşluğuna olan sıvı geçişleri de sıvı kaybına neden olabilir. Fazla miktarlarda sıvı boşaltılan parasentezlerden sonra periton boşluğundaki asitin süratle yeniden toplanması da etkili plazma hacmini azaltabilir.

 

2.Deri:Terdeki sodyum konsantrasyonu 5-50 mEq/L arasında değişmektedir yani kana göre düşüktür. Aşırı terleme hipovolemiye neden olabilir. Ter hipotonik (içindeki madde miktarı kandan az, kanda en çok bulunan madde sodyum olduğu için sodyumdan düşük) bir sıvı olduğu için su kaybı sodyum kaybından daha fazla olmaktadır.  Geniş yanıklarda bozulan kapiller geçirgenlik nedeniyle doku içine önemli miktarlarda sıvı sızması olur ve etkili plazma hacmi azalabilir.

 

3.Böbrekler:Böbrekten sıvı kaybına yol açan durumlar böbrekten tuz kaybı ile birlikte değerlendirilmelidir. Zaten sıvı ve tuz metabolizmasını birbirinden ayırarak öğrenmeye çalışmak zorluklar içerir. Böbreklerin nasıl çalıştığını bilmek bize çok yardımcı olur ama bu konudan şimdilik daha fazla bahsetmeden hipovolemiye devam edelim.

 

Pratik bilgi:Hipovolemi, hipervolemi, hiponatremi, hipernatremide çoğu kez hem sıvı hem de sodyum metabolizmasında bozukluk vardır, biri daha baskın veya diğeri klinik olarak önemsiz olabilir.

 

Böbrek hastalıklarında sıvı kaybı genellikle tuz kaybı ile birliktedir. Kronik böbrek hastalığı, akut böbrek hasarı iyileşme dönemi, tuz kaybettiren böbrek hastalıkları sıvı ve tuz kaybına örnek olarak verilebilir. Böbrek fonksiyonları normal olmasına rağmen hem sodyum hem sıvı kaybına yol açan 3 durum vardır:

1.İdrar söktürücü kullanımı

2.Osmotik diürez: örneğin yüksek şekere bağlı, mannitol gibi idrar söktürücü kullanılması

3.Böbrek üstü bezi yetmezliği

 

Pratik bilgi:Hipovolemi, hipervolemi, hiponatremi, hipernatremide çoğu kez hem sıvı hem de sodyum metabolizmasında bozukluk vardır, biri daha baskın veya diğeri klinik olarak önemsiz olabilir. Sıvı eksikliğinin giderilmesi çoğu kez sodyum dengesi bozukluğunu da düzeltir.

 

Bir sonraki konuya geçmek için tıklayın.

Temel Sıvı Elektrolit kitabının diğer konularına geçmek için tıklayın.

Öğrenciler ve konuya ilgi duyan yardımcı sağlık personeli için önerdiğim diğer kaynaklara ulaşmak için tıklayın.

Doktorlar için önerdiğim diğer kaynaklara ulaşmak için tıklayın.

Öğrencilere özel not: Hasta hekim ilişkisinde empati çok önemlidir. Empati hastanın ne yaşadığını hissederek başlar. Böbrek hastalıklarını hasta gözüyle öğrenmek için sizlere Hasta Böbrekler kitabımı öneririm. Kitaba ulaşmak için tıklayın.

Diğer kitaplarıma geçmek için tıklayın.

Web sayfamdaki diğer bölümlere ulaşmak için tıklayın.

NOT:

Bu sayfa öğrenciler, doktorlar ve konuya ilgi duyan sağlık personeli içindir.

Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, her hastanın tedavisi farklıdır, HASTALIK YOKTUR HASTA VARDIR

Her türlü yayın hakkı saklıdır©

Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir

Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com