Beslenme konusunda kafalar karışık. Kimi kolesterol zararsız diyor, kimi kaya tuzu öneriyor, kimi proteine yükleniyor. Bugün doğru kabul edilen 5 sene sonra değişiyor. Meşhur olmak isteyen tıbbi şarlatanlar kafaları daha da karıştırıyor. Kimimiz iyi kahvaltı ediyor, kimimiz sadece akşam yemeği yiyor.
Sizlere daha önce Kahvaltı Şart Mı diye bir çalışmanın (BMJ 2019;364:l42) sonuçlarından bahsedip kendi yorumlarımı yazmıştım. Bu çalışmada yazarlar kilo vermek için kahvaltı önermenin iyi bir yol olmayabileceğini düşünüyorlar. Hatta kilo vermek için kahvaltı önermenin tam tersi bir sonuca yol açabileceğini vurguluyorlardı. Bu çalışmada yazarların son sözlerinin ‘yeni çalışmaların gerekliliği’ olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.
Yakın zamanda kahvaltı ile ilgili sonuçları birbiri ile çelişkili gibi görünen iki çalışmadan bahsetmek istiyorum.
İlk çalışma Rong ve arkadaşları (J Am Coll Cardiol 2019; 73: 2025-2032) kahvaltı ile kalp damar hastalıkları arasındaki ilişkiyi incelemişler. Çalışmada yaşları 40-75 arası yaklaşık 6500 kişi 17-23 yıl süre ile takip edilmiş. Kahvaltı yapmayan kişilerde kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinin arttığı gösterilmiş.
İkinci çalışma Polonsky ve arkadaşları (JAMA Pediatr 2019) tarafından Philadelphia’da yapılmış. Okulda sınıfta yapılan kahvaltının çocukların kilo almasına etkisi araştırılmış ve yaklaşık 1400 ilkokul öğrencisi çalışmaya alınmış. Okulda sınıfta kahvaltı vermenin şişmanlığa etkisi olmadığı gösterilmiş, hatta sınıfta kahvaltı verilen çocuklarda 2.5 yıl sonra şişmanlık sıklığı artmış.
Bu çalışmalarda kahvaltının niteliği konusunda bilgi yok. Mayıs ayında yayınlanan bir başka çalışmadan da iki alıntı (Rubin R, JAMA 2019) yapmak istiyorum:
1.Katı gıdalardan oluşan en az 30 gram protein ve 350 kalori içeren kahvaltının iştah ve açlık kontrolünde daha etkili olabileceği belirtilmiş.
2.Bu alıntım ise kahvaltı tarihi ile ilgili. 1917 yılında kurulan şimdiki adı Amerikan Beslenme ve Diyet Akademisinin kurucularından birisi olan Lenna Frances Cooper ile ilgili. Aynı yıl Lenna Frances Cooper’in Good Health isimli dergide bir yazısı yayınlanır. Bu yazıda kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu belirtilir. Good Health isimli dergi mısır gevreklerini keşfeden Dr. John Harvey Kellogg’ın işlettiği bir sağlık dinlenme tesisi tarafından yayınlanırmış.
Bu çalışmalarda sonuçlar tutarsız gibi gözüküyor ama ayrıntılara iyi bakmak lazım, çalışmanın amacı, çalışmaya katılanlar, takip süresi, yöntem hem farklı sonuçlara hem de yorumlara neden olabiliyor, bu konumuzun dışında ama yüzeysel okunduğu zaman kolaylıkla kafa karışıklığına neden olabilir.
Beslenme konusunda araştırma yapmak çok zordur, hele tek bir gıda üzerine araştırma yapmak nerdeyse imkansızdır. Örneğin hayvan çalışmalarında yararı gösterilmiş bir sebzenin insanlarda da aynı başarıyı göstereceği şüphelidir. Bu nedenle tek yönlü önerilerden kaçınmak gerekir. Süper gıda, süper besin gibi benzetmeler çoğu kez pazarlama taktikleridir. Geçmişte alkol, şeker, tuz, hatta uyuşturucular bile sağlıklı diye satılmıştır.
Gerçekten kahvaltı şart da olmayabilir ama kime. Taş devrinde kahvaltı mı vardı, muhtemelen ne bulurlarsa, ne zaman bulurlarsa onu yerlerdi.
Son zamanların popüler diyetlerinden birisi de aralıklı açlık. Uzun süren açlıklarda kahvaltı da atlanabiliyor. Aralıklı açlık muhtemelen giderek de artacak çünkü genel olarak sağlıklı yaşamın temel iki kuralı vardır: az ye ve çok hareket et.
Tıpta hele beslenme konusunda tek doğru yoktur, tek doğru olması da mümkün değildir. Hepimizin bünyesi farklı değil mi. Her kim ki size tek doğru dayatıyorsa, hele de kendisini en doğru olduğunu söylüyorsa ona inanmayın. Bir de sizden para istiyorsa, size bir şey satmaya çalışıyorsa yanından hızla uzaklaşın.
Kahvaltı ile ilgili benim önerilerim:
1.Midenizin sesini iyi dinleyin
2.Güne hamur işi ile başlamayın
3.Kahvaltılıkların çoğu (salam, sosis, peynir, zeytin..) tuzdan zengindir
4.Öğlene doğru performansınız düşüyorsa kahve, sigaraya yüklenmek yerine kahvaltı yapın
5.Tek yönlü beslenmeden kaçının
6.Kahvaltı yapacaksanız ölçüyü kaçırmayın
7.Doktoru, diyetisyeni dinleyin ama kendi yeme planınızı kendiniz yapın.
Sağlıcakla kalın.
Prof. Dr. Tekin AKPOLAT
NOT: Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, doktorunuza danışmadan tedavide değişiklik yapılması sakıncalı olabilir.
Her türlü yayın hakkı saklıdır©
Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir
Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com