Su-Sıvı

Su-Sıvı

Önce öğrendiklerimizi tekrarlayalım. Vücudumuz içinde moleküller yüzen bir su havuzudur yani su vücudumuzun temel taşıdır. Hepimizin ağırlığının yaklaşık %50-60’ı sudur, bu oran yaşa, cinsiyete göre değişir. İki hidrojen bir oksijenden oluşur. Molekül ağırlığı 18’dir ve iki hidrojen bir oksijenden oluşur  (H2O).

Vücut ağırlığının erkeklerde yaklaşık % 60’ı, kadınlarda % 50’si sudur. Bu oranlar çocuklarda daha fazladır ve yaşın ilerlemesi ile birlikte azalır. 70 kilogram bir erkekte yaklaşık 42 litre su vardır. Su hem hücre içinde hem de hücre dışında bulunur. Hücre içi/hücre dışı sıvı oranı yaklaşık 55/45’tir. 70 kilogram bir erkekte bulunan 42 litre suyun yaklaşık 23 litresi hücre içi, 19 litresi hücre dışında bulunur.

Hücrenin dışındaki sıvı değişik bölümlerden oluşur: interstisiyel sıvı, plazma, lenf ve transsellüler sıvı. Sıvı ve elektrolit dengesi açısından önemli bölüm plazmadır. Plazma hacmi (effective circulating volume, etkili dolaşım hacmi) vücut ağırlığının yaklaşık % 4.5’unu oluşturur. 70 kilogram bir erkekte 3.2 litre plazma bulunur. Plazma, kan dolaşımı ve böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesinde kritik bir öneme sahiptir. Yani plazma azalırsa dolaşım etkilenir, böbrek fonksiyonları bozulur.

Pratik bilgi:Hematokriti % 40 olan 70 kilogram bir erkekte yaklaşık olarak kaç litre kan bulunur?

Hematokrit %40 ise plazma yaklaşık %60’dır. 70 kilogram ağırlığında bir erkekte 3.2 litre plazma olduğunu hatırlayalım. Basit bir oran hesabı ile %40 hematokrit yaklaşık 2.2 litreye (3.2’nin 40/60’ı yani 2/3’ü) denk gelir. Yani toplam kan miktarı yaklaşık 5.5 litredir.

 

Vücut sıvı dengesinin sağlanması yaşamsal bir öneme sahiptir ve bu dengenin bozulmamasını böbrekler sağlar. Normal koşullarda aldığımız ve kaybettiğimiz sıvı arasında bir denge vardır. Bu dengeyi bozmaya çalışmazsak biz farkına varmadan böbrekler görevlerini yaparlar. Ağızdan aldığımız sıvının bir kısmını idrar bir kısmını ise insensıbl (hissedilmeyen)kayıp olarak vücuttan uzaklaştırırız. İnsensıbl (hissedilmeyen) kayıp günde yaklaşık 0.5-1 litredir. Günlük idrar miktarı ağızdan alınan sıvı miktarına bağlıdır, çok sıvı alırsak çok idrar, az sıvı alırsak az idrar çıkarırız. Günlük idrar miktarı genellikle 1 litre civarındadır ve vücutta zararlı maddelerin birikmemesi için günde en az yarım litre (500 ml) idrar çıkarılmalıdır (bireyler arasında farklılıklar olabileceği unutulmamalıdır). Böbrek yetmezliğinin bir tanımı da günlük idrar miktarının 400-500 ml’nin altında olmasıdır, burada 400-500 ml sınırının konmasının nedeni işte budur.

Pratik bilgi:Günlük idrar miktarının 400-500 ml’nin altında olmasına oligüri denir.

 

İnsensıbl (hissedilmeyen) kayıp deyince akla gastrointestinal sistem, ter, akciğerler aracılığı ile kaybedilen sıvı gelir. Normal koşullarda günde yaklaşık 0.5-1 litredir ancak ishal, aşırı terleme gibi durumlarda bu miktar artar. Kaybedilen sıvı pratik olarak ölçülebilen (idrar) ve ölçülemeyen (hissedilmeyen)olmak üzere ikiye de ayrılabilir.

Pratik bilgi:Burada bahsedilen sıvı dengesidir çünkü su dışında da sıvı alırız. Kayıplarımızın hiçbiri de saf su değildir.

 

Sıvı dengesi havuz problemlerine benzetilebilir. Musluklar ve giderler arasında bir denge vardır. Normal koşullarda tek musluk (ağızdan sıvı alımı) ve dört gider (idrar, gastrointestinal sistem, ter, akciğerler) vardır. Ağızdan çok sıvı alırsak yani musluğu çok açarsak veya giderler büyürse (böbrek hastalıkları, ishal, aşırı terleme, sık nefes alıp verme) sıvı dengesi bozulabilir. Ağızdan sıvı alamamak yani musluğun kapanması da soruna yol açabilir. Burada böbreklerin önemini vurgulamak istiyorum. Böbrekler sağlam olduğu sürece musluk veya giderlerde meydana gelen bozuklukları düzeltebilirler. Böbrek hastalıklarında giderlerden biri (idrar) tıkanırsa da sıvı dengesinde bozulma olabilir.

Pratik bilgi:Sıvı dengesinde son sözü böbrekler söyler, az sıvı alırsak az idrara çıkarız, çok sıvı alırsak çok idrara çıkarız.

 

Bazı koşullarda ise tek musluk ve dört gider artabilir.

Anormal sıvı alma yani yeni musluklar:

1.Damardan sıvı vermek

2.Kan vermek

Anormal sıvı kayıpları yani yeni giderler

1.Kusma

2.Kan kaybı

3.Sıvının vücutta belli bölgelerde birikmesi

4.Vücudun içindeki sıvıların vücut dışına akması yani dren konması

Pratik bilgi:Sıvı dengesi deyince sadece kayıp olmaz, vücutta sıvı birikimi de olabilir.

Sodyum

Hücre dışı sıvının temel katyonudur. Vücutta bulunan toplam sodyum miktarı kilo başına 60 mEq’dır (70 kilo bir insanda yaklaşık 4200 mEq, 1 mEq Na = 23 mg).

Pratik bilgi:Her mEq sodyum 23 mg ise vücutta toplam 96.600 (4200×23) mg sodyum bulunur.

96.600 mg = 96.6 gram, yaklaşık 100 gram

Vücuttaki sodyumun yaklaşık % 70’i değişebilir özelliktedir yani bölümler arası değişimi/hareketi kolaydır. Değişebilir sodyumun yaklaşık % 97’si hücre dışında, % 3’ü ise hücre içinde yerleşim gösterir.

 

Vücut sodyum dengesi de sıvı dengesi gibi aldığımız sodyum ve kaybettiğimiz sodyum miktarına bağlıdır. Normal koşullarda tek sodyum alma yöntemi ağızdan diyetle alınan sodyumdur. Sodyumun normal koşullarda ter ve dışkı ile günlük kaybı toplam yaklaşık 10 mEq’dır yani çok azdır ve önemli kısmı böbrekler aracılığı ile atılır. Pratik olarak ağızdan alınan sodyumun nerede ise tamamı böbreklerden atılır.

 

Burada bahsedilen 10 mEq (yani 230 mg) sodyum metabolizmasını öğrenmek isteyen birisi için bir anlam ifade etmeyebilir. Bu nedenle önce günlük yaşantıda tuzla ilgili rakamlardan ve ne kadar ihtiyacımız olduğundan bahsetmek istiyorum. Farkında iseniz sodyumdan tuza atladık. Sıvı elektrolit metabolizması deyince akla önce sodyum klorür gelir, çünkü sodyum tek başına bulunmaz, eksi yüklü klorür ile bulunur. Sodyum klorür bildiğimiz sofra tuzudur.

 

Pratik bilgi:1 mEq sodyum klorür = 58.5 mg (23 sodyum, 35.5 klorür)

Pratik bilgi:1 gram sofra tuzunda yaklaşık 17 mEq sodyum klorür (1000/58.5) yani sodyum bulunur. 1 gram tuzun yaklaşık %40’ı sodyum (400 mg), %60’ı klorürdür (600 mg).

Pratik bilgi:Tuz çok genel bir isimdir, sodyum bikarbonat da tuzdur potasyum klorür de.

 

Şimdi tuzla ilgili rakamlar.

Ülkemizde tüketilen tuz miktarı (SALTURK 2)           15 gram/gün

Avrupa Ülkeleri                                                                 9-12 gram/gün

İngiltere                                                                                 8 gram/gün

İzin verilen tuz (ilk hedef)                                                 5-6 gram/gün

İzin verilen tuz (ikinci hedef)                                            3 gram/gün

5000 yıl önceki atalarımız (Taş devri)                           100-150 mg/gün

Bu değerler sodyum klorür olarak ifade edilmiştir ve yaklaşık %40’ı sodyumdur. İdrarla atılan tuz miktarı aldığımız tuz miktarına bağlıdır. Böbrekler sağlam olduğu sürece, az tuz alırsak idrarla az tuz atarız, çok tuz alırsak çok tuz atarız. Sodyumun normal koşullarda ter ve dışkı ile günlük kaybının yaklaşık 10 mEq (230 mg) ve 5000 yıl önceki atalarımızın aldığı günlük tuz miktarının 100-150 mg olduğunu hatırlarsak ihtiyacımız olan tuz hakkında da fikir sahibi olabiliriz. Günlük ihtiyacımız olan tuzu doğal gıdalarla zaten alıyoruz, ilave tuz almaya gerek olmadan da yaşam 5000 yıl önceki gibi devam eder. Üstelik tuz alınamadığı durumlarda ter ve dışkı ile olan kayıp da azalabilir ama bu miktar zaten çok az olduğu için klinik olarak önemsizdir. Az tuz alınırsa böbrekler vücuttan tuz kaybını önler, fazla tuz alınırsa da fazlalığı atar. Fazla tuz alınan durumlarda tuzu atmak için devreye giren mekanizmalar kan basıncını yükseltebilir.

 

Sodyum meselesini özetlemek gerekirse böbrekler vücut sodyum dengesini düzenleyen mükemmel makinelerdir. Sodyum dengemizi etkileyen başka organlar, sistemler de vardır ama son sözü böbrekler söyler.

Bir sonraki konuya geçmek için tıklayın.

Temel Sıvı Elektrolit kitabının diğer konularına geçmek için tıklayın.

Öğrenciler ve konuya ilgi duyan yardımcı sağlık personeli için önerdiğim diğer kaynaklara ulaşmak için tıklayın.

Doktorlar için önerdiğim diğer kaynaklara ulaşmak için tıklayın.

 

Öğrencilere özel not: Hasta hekim ilişkisinde empati çok önemlidir. Empati hastanın ne yaşadığını hissederek başlar. Böbrek hastalıklarını hasta gözüyle öğrenmek için sizlere Hasta Böbrekler kitabımı öneririm. Kitaba ulaşmak için tıklayın.

Diğer kitaplarıma geçmek için tıklayın.

Web sayfamdaki diğer bölümlere ulaşmak için tıklayın.

NOT:

Bu sayfa öğrenciler, doktorlar ve konuya ilgi duyan sağlık personeli içindir.

Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, her hastanın tedavisi farklıdır, HASTALIK YOKTUR HASTA VARDIR

Her türlü yayın hakkı saklıdır©

Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir

Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com