TANSİYONLA YÜZLEŞMEK

TANSİYONLA YÜZLEŞMEK

Hekimlik hayatımda 35. yıla yaklaşıyorum. En çok üzüldüğüm hastalar tedavi şansı olduğu halde tedaviyi reddedenlerdir. Çok dramatik olaylara tanıklık etmek zorunda kaldım. Önce 2 hastamı anlatmak istiyorum. Orta yaşlı bir kadın hastam vardı. Ailevi Akdeniz ateşi vardı. Tekrarlayan karın ağrılarından yakınıyordu. Kolşisin isimli ilacı kullanınca rahatlıyordu ama sürekli kullanması gerekiyordu. Karın ağrısı olmadığı dönemlerde ilacı bırakıyordu, pek takibe de gelmiyordu. Yıllar sonra acil serviste karşılaştık, böbrek yetmezliği gelişmişti, ilacını düzenli kullansa böbrekleri çalışmaya devam edecekti. İkinci hastam 38 yaşında bir erkekti. Yıllar önce baş ağrısı nedeni ile doktora gitmiş ve kan basıncı yüksek ölçülmüştü. Tansiyonu kabullenemediği için yıllarca ilaç kullanmamıştı. Bana geldiği zaman hem böbrekleri az çalışıyordu hem de kalbi büyümüştü.

 

Mesleğe ilk başladığım yıllarda tansiyon ilaçlarının yan etkileri günümüze göre daha fazla idi, artık hem yan etkiler daha az hem de alternatif çok. Bu sabah muayene ettiğim 3 hastamın da tansiyonu yüksekti, üstelik üçünün de tansiyonla ilgili hiçbir şikayeti yoktu. Beyaz önlük (hekim veya hekim dışı sağlık personelinin bulunduğu ortamda kan basıncının yükselmesi, buna karşın gündelik yaşamda yapılan kan basıncı ölçümlerinin normal olması) hipertansiyonu olabilir ama olmayabilir de. Takip şart, devekuşu gibi kafayı kuma gömmek çözüm değil. Üstelik günümüzde tansiyon tanısı için gereken değer sınırları düşürülme eğiliminde yani tansiyon hastası sıklığı artabilir.

 

Tansiyonla yüzleşmekten kaçan hastalarımda dikkatimi çeken noktalar:

1.Tansiyonları bazen yüksek, bazen normal yani değişken. Hep normal ölçümleri hatırlamak istiyorlar.

2.Hastanede tansiyonum çıkıyor deyip hastane dışında ölçmeyi sevmiyorlar.

3.Hiçbir şikayetim yok diyorlar, gerçekten de erken dönmede tansiyon yüksekliğine ait hiçbir belirti olmadan da tansiyon yükselebilir, hatta tansiyonun en sık belirtisinin belirti olmaması olduğunu hatırlatmak isterim.

4.Hep yüksek birşey hissetmiyorum niye ilaç kullanayım diyorlar.

5.Tansiyon yüksekliğini gerginliğe bağlamak istiyorlar.

6.Yakınlarında yüksek tansiyona bağlı ortaya çıkan sorunları yakınlarının kullandığı ilaca bağlıyorlar.

7.İlaç kullanmak zorunda kalmayı bedenlerinde eksiklik gibi hissediyorlar.

8.Akıllarında hep sorunlu (tansiyona bağlı kalp hastalığı, beyin kanaması) yakınları var, bunların tedavisiz kaldıkları için sorun yaşadıklarını anlamak istemiyorlar.

9.Tansiyonu kabullenseler belki de kendilerine daha iyi bakacaklar ve ilaç kullanmak zorunda kalmayacaklar.

10.Tedavisiz tansiyonun sorun getirme riskinin ilaca bağlı olası yan etki riskinden daha fazla olduğunu görmek istemiyorlar (hesap uzmanı olsalar bile).

11.Erken dönemde ilaç kullanmak hayat boyu ilaç kullanılmasını engelleyebilir.

12.Çoğu 30-40 yaş civarında, halbuki bu yaş aralığında ülkemizde tansiyon hastası sıklığı yaklaşık %10, yani 10 kişiden birinin tansiyonu yüksek.

13.Daha önceki muayenelerde de kan basınçları yüksek ölçülmüş oluyor.

14.Dönem dönem baş ağrıları oluyor, aralarında migren tanısı alan bile var. Bazılarının kullandığı ağrı kesiciler tansiyonu daha da yükseltiyor.

15.Tansiyonları sarımsak, limonla tedavi ediyorlar.

 

Hipertansiyon tedavi edilebilir bir hastalıktır.

 

Hipertansiyon hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın.

‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ kitabım hakkında bilgi açmak için tıklayın.

 

Prof. Dr. Tekin AKPOLAT