Okuduğum bir yazıda Amerika’da yaşayan meşhur Türk doktoru hakkında şarlatan ifadesini okuduğum zaman garibime gitmişti. Daha sonra İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliğinin tıbbi şarlatanlarla ilgili basın açıklamasını okuyunca TIBBİ ŞARLATAN konusunu araştırmaya karar verdim. Bu konuda yazılmış çok sayıda kitap ve makale olduğunu fark ettim. Tıbbi şarlatanlığın uzun süren bir geçmişi olduğunu öğrendim. Şarlatanlar tıbbın eksikliklerinden, hatalarından çok iyi yararlanmışlar, yararlanmaya devam ediyorlar. Modern tıbbın başarılarını görünce geçmişteki birçok tıbbi uygulamanın yanlış olduğu ortaya çıktı ama bu şarlatanların iddia ettiği gibi şarlatanlığı haklı çıkarmaz. Geçmişteki tıbbi uygulamaların hata olduğunu fark eden yine modern tıp değil mi. Tıp sahte bilim adamları, şarlatanlar için verimli bir alandır çünkü hastalıkların çoğu:
1.Kendi kendilerine iyileşirler
2.Kendilerini sınırlandırırlar
3.Ölümcül bile olsalar, nadiren aniden kötüye giderler.
Bu nedenle kendiliğinden iyileşen, kendisini sınırlandıran ve nadiren ölümcül olan hastalıklarda (hastaların çoğu) her müdahale ne kadar yararsız olursa olsun etkili görünebilir (bu arada yan etkiyi ve para kaptırmayı unutmayalım).
Tıbbi şarlatanlar için en iyi zamanlama hastanın kötüye gittiği zamandır, iyileşirse şarlatan puan ve para kazanır, halini korursa daha kötüye gitmesini önledi olur, kötüleşirse geç kaldınız olur.
Şarlatanlara gidenlerin çoğu daha önce bir doktora gitmiştir ve tedavinin etkisi hala sürmektedir. Şarlatanların işlerini kolaylaştıran birkaç durumdan daha bahsedeyim.
1.Tıp değişim halindedir, bu değişiklikleri şarlatanların işini kolaylaştırır.
2.Modern tıp özellikle kronik yani uzun süreli hastalıklarda istediğimiz ölçüde başarılı değil. Başarılı ama istediğimiz ölçüde başarılı değil yani başarısız değil. Kronik hastalığı olanların artık daha uzun yaşaması sanki modern tıp başarısızmış algısına yol açabilir ama bu durum aslında modern tıbbın başarısıdır. Bir örnek vereyim. Günümüzde böbrek makinesine bağlanan 2 hastadan biri nerdeyse şeker hastası. Bu modern tıbbın başarısızlığı değil başarısı. Tamam şeker hastalığı sıklığı arttı ama günümüzde şeker hastaları artık daha uzun yaşıyor ve daha önceleri erken öldükleri için şeker hastalığına bağlı böbrek sorunu daha azdı.
3.Birçok kronik hastalığın tedavisi alışkanlıkların değiştirilmesini gerektiriyor. Alışkanlıkları değiştirmektense bir ot, bir bitki olsa çok kolay bir çözüm gibi duruyor. Bir bitki alayım yemek yemeye devam edeyim düşüncesi çok cazip, insanları tuzaklara açık hale getiriyor. Hele bitki bir de doğalsa.
4.Birçok ürün sağlıklı diye pazarlanıyor. Geçmişte şeker ve tuz da değişik hastalıkların tedavisi için pazarlanmış.
Şarlatanlarla ilgili birkaç gözlemimi daha aktarmak istiyorum.
1.İlgi alanları sık ve uzun süreli hastalıklardır.
2.Tedavileri genel hastalık başlıkları içerir, kanser gibi veya meme kanseri gibi. Halbuki her kanser birbirinden farklıdır her meme kanseri de birbirinde farklıdır.
3.Çok nadir hastalıklarla ilgili hiçbir tedavileri yoktur.
4.İdrar yolu iltihabı ile ilgili çok tedavi vardır ama idrar yolları iltihabın yol açan mikrobun kana karışması ile ilgili bir tedavileri yoktur. İdrar yolları mikrobu kana karışırsa hasta antibiyotik kullanmazsa ölebilir.
5.Siz hiç akut apandisit için bitkisel bir tedavi duydunuz mu.
6.Şarlatanlar medyada çok sık yer alırlar çünkü toplum genel olarak farklı, aykırı olana ilgi gösterir. Klasik örnektir, köpeğin insanı değil insanın köpeği ısırması haber değeri taşır. Benzer şekilde tuz zararlı demek ilgi çekmez ama tuz (herhangi bir şekli) zararsız hatta faydalı derseniz herkes peşinizden koşar.
Başımdan geçen birkaç olaydan bahsedip yazımı bitirmek istiyorum.
1.Yurt dışından gelmiş bir hastam vardı, böbrekleri az çalışıyordu ama hastalık yeni başladığı için toparlama şansı vardı. Gerçekten de iyileşmeye başlamıştı ama tam düzelmemişti. Memleketlerinde bir bitki varmış, böbrek hastalıklarına iyi geliyormuş, memleketine dönmek istedi. Hemen o bitkinin ne olduğunu araştırdım, gerçekten de böbrek hastalığına iyi geliyor diye reklamı yapılmış, üzerinde araştırmalar yapılmış bir bitki idi. Yapılan araştırma sonuçlarına göre böbrekler üzerine olumlu bir etkisi saptanamamıştı. Kendi isteği ile taburcu oldu, memleketine gitti ve o bitkiden aldı. Düzeldiği haberini aldım. Düzelmese ben tedavi edemedim olacaktı, düzeldi bitki iyileştirdi olmadı mı.
3.Birgün onkoloji uzmanı arkadaşım bir hasta yolladı. Karaciğer kanseri nedeni ile takip ettiği hastanın böbrek değerleri yüksek çıkmış. Hastayı dinledim, muayene ettim. Böbrek hastalığı için bir neden yoktu. Sonunda ağzından baklayı çıkardı. Bir şarlatan, bir karışım tavsiye etmiş, hasta da kullanmış. Böbrekleri tam toparlamadı. Belki de ileride kullanması gereken bazı ilaçları artık kullanamayacak.
Şarlatanların tedavileri genellikle pahalıdır. Size doğal ve faydalı diye satılan bitkinin, karışımın kilosu altından pahalı olabilir.
Başarısızlıkların çoğu unutulur, başarılar hatırlanır.
Prof. Dr. Tekin AKPOLAT
NOT: Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, doktorunuza danışmadan tedavide değişiklik yapılması sakıncalı olabilir.
Her türlü yayın hakkı saklıdır©
Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir
Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com