TÜRK MUTFAĞININ KİLO İLE İMTİHANI
NEDEN KİLO VEREMİYORUM
Sanırım çok insan bu sorundan dertli. Bu nedenle kilo verdirmeyi hedefleyen onlarca diyet, onlarca tedavi var, üstelik sayıları giderek artıyor. Kilo vermek giderek daha fazla konuşuluyor ama kilo vermeyi bırakın toplum olarak giderek şişmanlıyoruz, hatta çocuklar, gençler şişmanlıyor. Ben beslenme uzmanı değilim ama kilo verme sadece beslenme uzmanının halledebileceği bir sorun değil, çok yönlü. Öncelikle kendim kilo sorunu ile uğraşıyorum, sonra doktorum, mesleğim insanla ilgili. İç hastalıkları ve Böbrek hastalıkları uzmanlık alanlarım. Meslek hayatımda tansiyon tedavisi çok önemli (bu konuda kitap bile yazdım). Hastalarımın tansiyon tedavilerine yardımcı olmak isterken kendime sağlıklı yaşam nasıl olmalı sorusu sormaya başladım. Fazla kilonun sağlıklı yaşamın en temel problemlerinden birisi olduğunu farketmem uzun sürmedi. Şişmanlığa yol açan birçok hastalık var (örneğin tiroid bezinin az çalışması) ve sizde araştırıldı bir neden bulunamadı ama kilo veremiyorsunuz. Sizlerle bu konudaki düşüncelerimi, deneyimlerimi, okuduklarımı, öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum. Şişmanlığa yol açan bir hastalığınız var ise
Kilo veremeyen birçok insan kendini suçluyor. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kilo almanızın da verememenizin de sorumlusu siz değilsiniz, tamam belki çok yiyorsunuz, az hareket ediyorsunuz ama yine de sorumlu siz değilsiniz. Sorumlu değilsiniz ama bu sorunun çözümü sizde.
Kilo vermeyi başarabilmenin birinci koşulu gerçeklerle yüzleşmektir. Bu ne demek. Mucize arayışları bırakmak gerekir demek. Kilo vermek için mucize bir tedavi yöntemi bulan birisi inanın Nobel Tıp ödülünü kazanır. Henüz kimse bu nedenle Nobel kazanmadığına göre gerçeklere dönelim.
Önce tuzakları öğrenelim, sonra önerilerimi yazacağım (önerilerim masrafsızdır, denemesi bedavadır, etkisi/yan etkisi cüzdanın hafiflemeyip kiloların hafiflemesidir). Zaten neleri yapmamamız gerektiğini, tuzakları öğrenince seçenekler kendiliğinden ortaya çıkabilir. Ben tuzakları dörde ayırıyorum:
1.Pazarlama tuzakları
2.Sosyal tuzaklar
3.Arkadaş tuzakları
4.Kendi kendimize kurduğumuz tuzaklar.
1.Pazarlama tuzakları: Umutsuz yaşanmaz bu nedenle umut ticareti kolay bir kazanç kapısıdır. Kilo veremeyen birçok insan umutsuzluğa kapılır ve avlanması kolaylaşır. İnsanların işlerine gelen, duymak istediklerini söyleyenlere inanma eğilimi vardır. Yalan haber de çabuk yayılır, üstelik etkisi daha fazla olabilir. Bu gerçekleri bilenler için şişman insanlar kolay lokma olabilir. Değişik satış yöntemleri ile ünlüleri de kullanarak ürünlerini pazarlarlar. Yakın zamanda ünlülerin zayıflama çayı diye satılan bir üründe yan etkileri nedeni ile yasaklanmış bir zayıflama ilacı saptanmıştır. Emin olun çevrenizde kimi ucuz kimi pahalı bir sürü ilaç, alet, doğal bitki bu şekilde pazarlanıyor. Görmek için çoğu kez başınızı kaldırıp etrafınıza bakmanız yeterli. Bu konuda size vereceğim en önemli ipucu kim sizden çok para istiyorsa, kim çok reklam yapıyorsa, kim diğer tedavileri kötülüyorsa, kim kendisinin tek doğru olduğunu iddia ediyorsa orada bir pazarlama tuzağı olabilir.
2.Sosyal tuzaklar: İnsan sosyal bir canlıdır. Günümüzde sosyal yaşam hepimize daha fazla yediriyor, daha az hareket ettiriyor. Sosyal hayatımızda kutlamalar, değişik gerekçelerle toplanmalar oldukça yaygın. Kutlamalar pratik olarak yeme-içme demek. Bu eskiden beri böyle. Günümüzdeki fark kutlamaların sayı ve gerekçesinin artması. Buna bir de ikramların zenginliği eklenirse. Eskiden de kutlama, ikram vardı ama yiyeceğe ulaşmak, hele şekere ulaşmak bu kadar kolay değildi. Tatlı, şeker yemek o kadar zordu ki yakın zamana kadar birçok insan sadece bayramlarda ulaşabilirdi. Bugün vazgeçilmez düşündüğümüz alışkanlıkların çoğu 100 yıl önce yoktu, çoğu 100 yıl sonra da olmayacak. Ama bu dönem çoğumuza kilo olarak yansıyacak.
3.Arkadaş tuzakları: Çoğu iyi niyetle de olsa tuzak tuzaktır. Bu bitki bana iyi geldi, Murat şu şekilde zayıflamış, mutlaka bunu denemelisin diyen birisinden uzak durmakta fayda var. Hele sık sık kilo alıp veren, ısrar eden birisi ise. Sağlık ve beslenme futbol, moda, politika gibi herkesin fikir sahibi olduğu konulardır, bu konularda yazılmış çok kitap vardır, yazılı görsel sosyal medyada çok popülerdirler. Piyasada yalan yanlış birçok bilgi vardır (yalan haber hızlı yayılır, bir kez daha hatırlatırım). Bu tuzaklara düşmüş arkadaşlarınızın tuzağına da siz düşmeseniz iyi olur.
Arkadaş tuzaklarına kötü alışkanlıkları olan arkadaşları da eklemek gerekir: yeme bozukluğu olan, sürekli dışarıda yiyen, ısrar eden, aklı fikri yemekte olan, çok sık abur cubur tüketen, kilo verme çabanıza saygı göstermeyen.
4.Kendi kendimize kurduğumuz tuzaklar: Genel olarak nadir tuzaklardan pek zarar gelmez hatta sosyal/moral açıdan faydalı bile olabilir ama alışkanlık haline haline gelmiş davranışlarımız bir süre sonra kendimize tuzak olmaya başlayabilir. Yıllar önce Paris’e gittiğim zaman yolda yürürken aldığım kruvasanı yiyordum, yaşlı bir kadın bana laf attı. Ne dediğini anlamadım ama yolda yürürken yemek yememden hoşlanmadığını düşünmüştüm, sanırım beni kaba bulmuştu. Yolda yürürken yemek yemek herhalde şimdi olsa kimse yadırgamazdı. Bu örneği niye yazdım. 2 amacım var:
1.Alışkanlıklar değişiyor, değişecek
2.Yolda yemek yemek kendimize kurulmuş bir tuzak.
Kendimize ne tür tuzaklar kuruyoruz. Alışkanlıklarımızı gözden geçirelim. Aklıma ilk gelenleri yazacağım. Ne zaman yemek yiyoruz: televizyon seyrederken, gazete okurken, cep telefonu ile oynarken, uyumadan önce, birisi bir şey ikram edince, arkadaşlarımızla buluşunca, kutlamalarda. Bir de ne yediğimizle ilgili tuzaklarımız var. Sabahları hamur işi yemek, acıkınca şeker, çikolata yemek, şekerli içecek, fazla alkol, fast food, hazır gıda. Nasıl yediğimiz de önemli, hızlı yemek, ayakta yemek, salonda yemek, başkasının tabağından yemek. Bu örnekler arttırılabilir.
Pratik bilgi: Hızlı ve aşırı kilo alıp vermek ve diyetisyen diyetisyen dolaşmak yeme bozukluğu belirtisidir, tedavi gerekebilir.
Kilo vermek aslında kolay bir iş. Asıl marifet verdiğiniz kiloyu geri almamak. Belki de bu yazının başlığı kilo vermek değil kilo almamak ile ilgili olmalı. Artık daha fazla uzatmadan 3 konu hakkında yazıp bitireceğim:
1.Hangi diyet
2.Neden kilo alıyorum/alıyoruz
3.Önerilerim
1.Hangi diyet: Makul olması koşulu ile diyetler arasında çok daha büyük bir fark yoktur. A diyeti ile 4 kiloyu 3 haftada veriyorsanız B diyeti ile 4 kiloyu 4 haftada C diyeti ile 4 kiloyu 5 haftada verebilirsiniz. 12 haftada A, B ve C diyetleri ile sırası ile 9, 12 ve 15 kilo verilebilir. 9 kilo bile çoğu insan için yeterlidir. Zaten süre ile sınırlı bir diyet yaparsanız verdiğiniz kiloları kesinlikle geri alırsınız. Bu nedenle asıl sorun kiloları geri almamaktır. Alışkanlıklarınızı değiştirmeyen, değiştirmeyi hedeflemeyen, günlük yaşantınızla uyumlu olmayan hiçbir diyet uzun dönemde başarılı olamaz. Peki makul diyet nedir. Kısa süreli olmayan, şok kilo verdirmeyi hedeflemeyen, dengeli, bir besin türüne yüklenmeyen, aşırı kalori kısıtlaması yapmayan her diyet makuldür. Tatlı, şeker pratik olarak tüm diyetlerde ya yasaktır ya çok sınırlı izin vardır yani tüm diyetlerin ortak noktasıdır. Tatlı azaldıktan sonra makul diyetler arasında çok da büyük bir fark olmayabilir. Katı diyetlerden sonra halsiz olan, direnci düşen, saçları dökülen, kansız kalan, böbrek ve karaciğeri bozulan yani dengesi bozulan çok hastam oldu. Kaybedilen paraları saymıyorum bile.
2.Neden kilo alıyorum/alıyoruz: Hepimizin gerekçesi farklı ama sık karşılaştığımız durumları yazmak istiyorum. Aslında zamanımızın çoğunda diyet yapıyoruz, kendimizi kontrol edebiliyoruz ama bazı durumlarda kontrolü kaybediyoruz.
1.Akşam yemeğinde ölçünün kaçması
2.Dışarıda yemek yeyince
3.Arkadaş buluşmaları
4.Alkol alırken
5.Sigarayı bırakınca
6.Tatilde
7.Evlenince
8.Uykusuz kalınca
9.Birisi bir şey ikram edince
10.Gerilince
11.Kahvaltıda
12.Güzel ekmeği görünce
13.İş seyahatinde
14.Bayramlarda
15.Çok acıkınca.
Bu örnekleri arttırmak mümkün herkes kendini en iyi bilir.
3.Önerilerim: 2 başlık altında yazmak istiyorum. Pratik öneriler ve genel öneriler.
Pratik öneriler:
1.Daha az yemek
2.Daha çok hareket etmek
3.Tatlı, şeker, hamur sıfırlamak, azaltmak
4.Uykuya dikkat: uyku, halsizlik, yemek yeme kısır döngüsünü kırmak lazım
5.Akşam belli bir saatten sonra yemek yememek: Son zamanın popüler diyetlerinden aralıklı açlık denenebilir. Aralıklı açlığın değişik şekilleri var. Haftada 2-3 gün az kalori, diğer günler serbest gibi. Aralıklı açlığın bir şekli de 16:8 saattir yani 16 saat aç kalıp sadece 8 saat yemek yemek. Örneğin saat 8-16 yemek yiyip, saat 16’dan sonra bir şey yememek. Denenebilir. Aralıklı açlığın bence en büyük avantajı kendinizi disipline etmek, açlık krizleriyle baş etmeyi öğrenmek (açlık hissi bir süre sonra dinçliğe dönebilir) ve yeme planı yapma eğitimidir.
6.Stres azaltmak: Bu devirde gerçekten zor olabilir ama yürüyüş hem hareketi arttırır hem de stresi azaltır. Hiçbir şey yapmadan, düşünmeden durmayı deneyebilirsiniz. Meditasyon yararlı olabilir.
7.Haftada en az 2 gün o gün tek amacınız az yemek olabilir.
Sadece bu 7 öneri bile sizde büyük bir fark oluşturabilir. Kendinizi 1-2 haftada 2-3 kilo vermiş bulabilirsiniz.
Şimdi de genel öneriler:
1.Şok diyetlere inanmamak gerekir
2.Fazla para isteyen önerilerden uzaklaşın
3.Günlük yeme planı oluşturmaya çalışın
4.İştahı açık arkadaşlardan uzak durmakta yarar var
5.Çok yediğiniz bir şey var ise azaltmaya çalışın
6.Kilo veremiyorsanız daha az yemek yeyin, daha fazla hareket edin
7.Tuzu azaltın: Tuz azaltmak genel sağlık için önemlidir, kilo vermekle doğrudan bir ilgisi yoktur ama tuzu azaltmak yemek yeme kontrolünü kolaylaştırabilir, tuzlu yemek insanı susatır, şekerli içeceklere teşvik eder.
8.Kilo aldığınız, kontrolü kaybettiğiniz durumlara çözüm geliştirmeye çalışın
9.Yeme planı çerçevesinde günlük tüm gün için hazır yemek siparişi verebilirsiniz
10.Yemek yapın/yemek yapmayı öğrenin: Hem meditasyondur hem de sizi hazır gıdadan, dışarıda yemek yemekten korur.
11.Mucize diyet aramayın
12.Beslenme uzmanından destek alabilirsiniz
13.Kitap okumak hem dinlendirir hem de sizi yemek yemekten alıkoyabilir
14.Alışkanlıklara odaklanmayan diyetler başarısızdır, hiç unutmamak gerekir
15.Tek doğru yoktur.
Yazının sonuna geldik. Şimdi ben bunları biliyordum diyeceksiniz, haklısınız, zaten ben de bir mucize peşinde değilim. Başlangıçta yazdığımı tekrar hatırlatayım. Kilo vermeyi başarabilmenin birinci koşulu gerçeklerle yüzleşmektir. Hayat basittir. Kilo vermenin de nasıl yaparsanız yapın 3 koşulu vardır:
1.Az yemek yemek
2.Çok hareket etmek
3.Alışkanlıkları değiştirmek.
Bu kadar basit. Sorumlu siz değilsiniz ama çözüm sizsiniz.
Prof. Dr. Tekin AKPOLAT
Benzer tuzaklar sağlıklı yaşam ile ilgili de vardır. Sağlıklı yaşam hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın.
NOT: Burada okuduklarınız genel bilgilerdir, doktorunuza danışmadan tedavide değişiklik yapılması sakıncalı olabilir.
Her türlü yayın hakkı saklıdır©
Bilimsel amaçlarla kaynak göstererek alıntı yapılabilir
Daha ayrıntılı bilgi için: www.tekinakpolat.com