TANSİYONUM YÜKSEKMİŞ

TANSİYONUNUZ YÜKSEK

Hekimlik hayatımda mutsuz olduğum anlardan birisi de hastaya TANSİYONUNUZ YÜKSEK demek. Bugün peş peşe 3 hastaya söylemek zorunda kalınca bu konuyu yazmak istedim.

Değişik nedenlerle gelmiş 3 hastanın tansiyonunu yüksek ölçtüm. Tansiyon ölçümü muayenenin bir parçasıdır ve tansiyon ölçülmemiş bir muayene eksik muayenedir.

Bu 3 hastada da tansiyonla ilgili hiçbir belirti yoktu (TANSİYONUN EN SIK BELİRTİSİNİN BELİRTİ OLMAMASI OLDUĞUNU HATIRLATMAK İSTERİM). Hastalar önce bir red/inkar süreci yaşarlar. Alet yanlış mı diye düşünürler. Hemen tansiyonlarını bir kez daha üstelik iki ayrı aletle iki koldan birden ölçtüm. Ne yazık ki alet doğruydu yani TANSİYONLARI yüksekti. Hastalar daha önce tansiyonlarını ölçtürmeye gerek duymamışlardı. Bir tanesi migren nedeni ile tansiyon yükseltebilecek bir ağrı kesici alıyordu, belki de baş ağrısının nedeni migren değil yüksek tansiyondu. Geçici bir gerginlik döneminde de tansiyon yüksek olabilir.

3 belirtisiz hastada tansiyon yüksek çıkınca acaba alet mi bozuk diye ben de düşündüm. Üçüncü bir aletle ölçtüm, ne yazık ki aletler doğruydu. Üstelik daha sonra baktığım hastalarda da tansiyon normal değerler olarak ölçüldü.

Tek ölçümle yüksek tansiyon tanısı koymak doğru değildir. Üstelik Beyaz Önlük Hipertansiyonu denen bir kavram da vardır yani hastanın tansiyonu evde normal bir sağlık kuruluşunda yüksek olabilir.

Bu durumda yapılması gereken sık tansiyon ölçmek, gerekirse 24 saat alet takmaktır. Bu takiplerde tansiyon normal çıksa bile bu hastalarda bir süre sonra tansiyon yükselmeye başlayabilir. Zaten tansiyonu yüksek olan hastaların çoğunun geçmişinde bir süre kan basıncı takibi yapmak ve normal olduğu için tansiyon ölçmeyi bırakmak vardır. Bu nedenle yakınma/belirti olmasa bile arada kan basıncı ölçülmelidir.

Tansiyon hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ isimli kitabımı öneririm.

Tansiyon hastası olmak istemiyorsanız ‘İyi ki Yaş Alıyorum’ isimli kitabımı öneririm.

Erken dönemde tansiyon hastalarının yaşadıklarını öğrenmek için tıklayın.

Prof. Dr. Tekin AKPOLAT